TFRS 18 ve TSRS 1-2: Sürdürülebilirlik ve Finansal Raporlamanın Entegrasyonu

Finansal raporlama standartları ile sürdürülebilirlik raporlama standartlarının yakınsadığı yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye’de 1 Ocak 2027 itibarıyla yürürlüğe girecek Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS) 18 – Finansal Tablolarda Sunum ve Açıklama, finansal tabloların nasıl sunulup açıklanacağına dair güncellenmiş hükümler getiriyor. Aynı zamanda, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) 1 ve 2 adlarıyla anılan sürdürülebilirlikle ilgili finansal bilgi açıklama standartları (küresel IFRS S1 ve IFRS S2’nin Türkiye uygulamaları) 2024 itibariyle yürürlüğe girdi.

Bu rehberde, TFRS 18 standardının TSRS 1 (Genel Sürdürülebilirlik Açıklamaları) ve TSRS 2 (İklimle İlgili Açıklamalar) ile nasıl ilişkili olduğunu açıklamayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik konularının finansal tablolarla nasıl bağlantılı olarak sunulacağını, TFRS 18’in sunum formatının sürdürülebilirlik açıklamalarıyla uyumunu ve “bağlantılı bilgi” kavramının uygulamasını örneklerle ele alacağız.

TFRS 18 (Finansal Tablolarda Sunum ve Açıklama) Nedir?

TFRS 18, işletmelerin finansal tablolarını (gelir tablosu, finansal durum tablosu, özkaynak değişim tablosu, nakit akış tablosu gibi temel finansal tablolar ve dipnotlar) nasıl sunup açıklayacaklarını belirleyen kapsamlı bir standarttır. Amaç, finansal tabloların işletmenin varlıklarını, yükümlülüklerini, özkaynaklarını, gelir ve giderlerini gerçeğe uygun ve karşılaştırılabilir şekilde yansıtmasını sağlamaktır. TFRS 18, önceki finansal tablo sunum standardı TMS 1’i güncelleyerek finansal bilgilerin daha anlaşılabilir, tutarlı ve ihtiyaca uygun sunulmasını hedefler.

TFRS 18 kapsamı: İşletmelerin genel amaçlı finansal tablolarındaki tüm temel bileşenlerin sunum ve açıklama ilkelerini içerir. Gelir tablosu (kâr veya zarar tablosu), diğer kapsamlı gelir, finansal durum tablosu (bilanço), özkaynak değişim tablosu ve nakit akış tablosunun yanı sıra dipnotlar da bu standardın kapsamındadır. Dipnotlar, finansal tablolarda sunulan kalemlerin detaylarını ve ek açıklamalarını içererek kullanıcılara finansal verileri daha iyi anlama imkanı verir.

TFRS 18 ile getirilen yeniliklerden biri, finansal tablolar içinde yönetimin tanımladığı alternatif performans ölçütlerinin (örneğin “faaliyet kârı” gibi ara toplamlardan türetilen özel kâr göstergeleri) açık bir şekilde tanımlanıp tutarlı şekilde sunulmasıdır. Bu sayede işletmeler, finansal performanslarını daha şeffaf biçimde sunarken kullanıcıları yanıltabilecek belirsiz tanımlamalardan kaçınmak durumunda kalırlar. Standardın 2027’de yürürlüğe girecek olması, işletmelere uyum sağlamak için yeterli bir geçiş süresi tanımakta ve finansal raporlamada kapsamlı bir dönüşümün habercisi olmaktadır.

Not: TFRS 18, finansal tabloların dışında sunulan yönetim yorumları veya faaliyet raporu gibi bölümlerin içeriklerini doğrudan düzenlemez. İşletmeler genellikle finansal tablolarından ayrı olarak, yöneticilerin şirketin finansal performansını ve karşılaştığı belirsizlikleri açıkladıkları bölümler sunarlar; ancak bunlar şimdiye dek IFRS/TFRS kapsamı dışında kalıyordu. İşte bu noktada sürdürülebilirlik standartları devreye girerek bu finansal olmayan açıklamalar için bir çerçeve oluşturur.

TFRS 18 ve TSRS Standartlarının İlişkisi

Finansal raporlama standartlarını belirleyen Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) ile sürdürülebilirlik standartlarını belirleyen ISSB, aynı IFRS Vakfı çatısı altında uyum içinde çalışmaktadır. Bu sayede finansal tablo standartları ile sürdürülebilirlik açıklama standartları arasında “bağlantılılık ve uyumluluk (connectivity and compatibility)” sağlanması hedeflenmiştir. Peki, bu uyum pratikte ne anlama geliyor? Aşağıda, bağlantılı bilgi kavramı ve TFRS 18’in sunum formatının TSRS açıklamalarıyla nasıl örtüştüğünü adım adım ele alıyoruz.

Bağlantılı Bilgi: Sürdürülebilirlik Açıklamaları ile Finansal Tabloların Bağlantısı

“Bağlantılı bilgi”, ISSB’nin IFRS S1 standardında vurgulanan ve TSRS 1’e de yansıyan kritik bir kavramdır. İşletmeler, sürdürülebilirlik ile ilgili açıklamalarını öyle bir şekilde sunmalıdır ki finansal tablolar ile bu sürdürülebilirlik bilgileri arasındaki ilişki, okurlar tarafından kolayca anlaşılabilsin. Yani finansal raporun farklı bölümleri (finansal tablolar, sürdürülebilirlik raporu, yönetim tartışma ve analizi vb.) kopuk değil, birbiriyle konuşan ve birbirini tamamlayan bilgiler içermelidir.

IFRS S1 (TSRS 1) bu konuda net gereklilikler getirir: Şirketler, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının mevcut ve beklenen finansal durum, finansal performans ve nakit akışları üzerindeki etkilerini açıklamalıdır. Başka bir deyişle, örneğin iklim kaynaklı bir risk şirketin varlıklarında değer düşüklüğüne yol açabilecekse veya önemli bir fırsat gelirlerini artırabilecekse, bu durum sadece çevresel bir not olarak kalmamalı; finansal tablolarla bağlantısı kurulup açıklanmalıdır. Bu gereklilik, sürdürülebilirlik açıklamaları ile finansal tablolar arasında spesifik bir bağlantılı bilgi uygulaması olarak değerlendirilebilir.

Bağlantılı bilgiyi sağlamak için TSRS 1 şunları yapmayı şart koşar:

  • İlgili finansal tabloların belirlenmesi: Sürdürülebilirlik ile ilgili açıklanan her konunun hangi finansal tablo kalemine veya bölümüne etki ettiği belirtilmelidir. Örneğin, “İklim riski nedeniyle X fabrikasının değerinde Y TL tutarında karşılık ayrılmıştır” deniyorsa, bu karşılığın bilanço ve gelir tablosundaki yeri işaret edilmelidir.

  • Tutarlı veri ve varsayımlar kullanılması: Sürdürülebilirlik açıklamalarında kullanılan sayısal veriler ve varsayımlar, mümkün olduğunca ilgili finansal tablolardakilerle uyumlu olmalıdır. Örneğin, finansal tablolarda 5 yıllık nakit akışı projeksiyonları kullanılıyorsa, iklim senaryoları için de aynı projeksiyon varsayımlarının uygun olanları kullanılmalı veya farklıysa nedeni açıklanmalıdır.

  • Aynı para birimi ve ölçüm birimlerinin kullanımı: Sürdürülebilirlik ile ilgili metrikler, mümkün olduğunca finansal tablolardaki ölçü birimleriyle tutarlı sunulmalıdır (örneğin, parasal değerler için şirketin finansal tablolarında kullandığı para birimi kullanılmalı).

Bunların amacı, okuyucunun “sürdürülebilirlik raporu bir tarafta, finansal tablo diğer tarafta, ikisi bambaşka hikayeler anlatıyor” demesini önlemektir. TSRS 1 ayrıca, gereksiz tekrarları önlemek için çapraz referanslar kullanılarak bu bağlantıların kurulabileceğini belirtir. Yani, aynı bilgiyi hem finansal tablo dipnotlarında hem sürdürülebilirlik raporunda iki kez anlatmak yerine, birinde anlatıp diğerinde referans vermek mümkündür – yeter ki bilgiye rahatça erişilebilsin. Örneğin, finansal tablolardaki bir dipnotta “İklim senaryo analizlerinin sonuçları için Sürdürülebilirlik Raporu Sayfa 20’ye bakınız” gibi bir yönlendirme yapılabilir. Bu yaklaşım, bütünsel raporlamayı desteklerken bilgi yığınlarını azaltır.

TFRS 18, bağlantılı bilgi sunumunu dolaylı şekilde destekler. Nasıl mı? Standardın dipnotların işlevine dair tanımı, finansal tablo kullanıcılarının temel tablolardaki kalemleri anlamasını sağlamak ve tabloları ilave bilgilerle desteklemek şeklindedir. Başka bir ifade ile finansal tablolarda görünen bir rakamın arkasındaki hikayeyi anlatmak veya tablonun amacına ulaşması için gereken ilave bilgiyi vermek dipnotların görevidir. Sürdürülebilirlikle ilgili kritik bir bilgi, eğer finansal tablolardaki bir kalemin anlaşılması için gerekliyse, TFRS 18’e göre zaten dipnotlarda yer almalıdır.

Örneğin, finansal durum tablosunda (bilanço) büyük bir çevresel karşılık (provision) ayrıldıysa, TFRS 18 bu karşılığın dipnotunda mahiyetinin açıklanmasını gerektirir; TSRS 1-2 ise bunun hangi sürdürülebilirlik riskinden kaynaklandığını, nasıl hesaplandığını, gelecekteki finansal etkilerinin ne olabileceğini açıklamayı gerektirir. Sonuçta kullanıcı, dipnot vasıtasıyla finansal rakamla sürdürülebilirlik konusu arasındaki bağlantıyı kurabilir.

Bir önemli nokta da zamanlama ve kapsam uyumu: TSRS 1, sürdürülebilirlik ile ilgili finansal bilgilerin genel amaçlı finansal raporla aynı dönem için raporlanmasını ve aynı rapor setinin parçası olmasını öngörür. Bu, finansal tablolar (örneğin 2026 yıllık finansal raporu) ile sürdürülebilirlik açıklamalarının birlikte yayınlanacağı ve birbirine atıf yapabileceği anlamına gelir. Böylece bilgilerin güncelliği ve tutarlılığı sağlanmış olur. TFRS 18 de karşılaştırmalı bilgi sunma, raporlama dönemlerini belirtme gibi konularda titiz davranılmasını istediği için, her iki standardın zamanlama açısından da uyumlu şekilde uygulanması gerekiyor.

Finansal Tabloların Sunum Formatı ve Sürdürülebilirlik Açıklamaları

TFRS 18, finansal tabloların yapısına ilişkin belirli yenilikler getirerek, bilgilerin daha anlaşılır sınıflandırılmasını sağlıyor. Örneğin, gelir tablosunda işletme faaliyetleri, yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri sonuçlarının ayrı alt toplamlar halinde gösterilmesi; “yönetimin performans ölçütleri” olarak bilinen alternatif kâr göstergelerinin standart bir şekilde açıklanması gibi düzenlemeler söz konusu. Bu yapılandırma, sürdürülebilirlik açıklamalarıyla uyum açısından fırsatlar sunar:

  • Daha net kategoriler: Gelir tablosunda örneğin “esas faaliyet kârı” ve “diğer faaliyetler” ayrımının netleşmesi, sürdürülebilirlikle ilgili etkilerin nerede görüleceğini de belirginleştirir. Eğer şirket karbon vergisi ödemeye başladıysa bu muhtemelen esas faaliyet giderlerine yansıyacaktır; veya elindeki fazla emisyon izinlerini sattıysa bu bir diğer gelir olarak sınıflandırılabilir. TFRS 18, bu kalemlerin tanım ve sunumunda tutarlılık istediği için, sürdürülebilirlik bağlantılı finansal etkilerin de uygun kategoride ve açıklamayla sunulmasını kolaylaştırır.

  • Dipnotlarda esneklik: TFRS 18, hangi bilginin temel tablolarda, hangisinin dipnotlarda verileceğine dair genel ilkeler sunar ancak detaylarda esneklik tanır. Önemli olan, bilgiyi kullanıcı açısından en faydalı yerde sunmaktır. İklimle ilgili ileriye dönük senaryo analizlerinin detaylarını dipnotlara koymak yerine, TSRS 2 kapsamındaki ayrı bir sürdürülebilirlik raporunda vermek ve dipnotta özetleyip referans göstermek mümkün olabilir. TFRS 18, böyle çapraz referans kullanımına engel olmaz; yeter ki finansal raporun bir parçası olarak tutarlılık korunsun.

  • Karşılaştırılabilirlik: Hem TFRS 18 hem TSRS 1, dönemler arası ve şirketler arası tutarlılığı vurgular. TFRS 18 uyarınca finansal tablolar geçen yılın verileriyle karşılaştırmalı sunulur; TSRS 1 de sürdürülebilirlik metriklerinde uygun karşılaştırmalı bilgi ister (örneğin önceki yılın emisyon miktarları vs. bu yıl). Böylece, sürdürülebilirlik performansındaki değişim ile finansal performanstaki değişim yan yana analiz edilebilir.

Finansal Tablo Bileşenlerine Göre Sürdürülebilirlik Entegrasyonu

Sürdürülebilirlik konularının finansal tablolara yansımalarını daha somut görmek için finansal tablonun her bir bileşenine ayrı ayrı bakmak faydalı olabilir. Aşağıda, gelir tablosu, finansal durum tablosu (bilanço) ve dipnotlar ekseninde sürdürülebilirlik açıklamalarının nasıl entegre edilebileceğini örneklerle açıklıyoruz:

  • Gelir Tablosu (Kâr/Zarar Tablosu): Sürdürülebilirlik stratejileri ve riskleri, şirketin gelir ve gider kalemlerini doğrudan etkileyebilir. Mesela, bir şirket yeni bir sürdürülebilir ürün piyasaya sürerek beklenmedik bir satış artışı yakaladıysa, bu finansal performansta (gelirlerde) artış olarak görülür. TSRS 1’in açıklayıcı örneklerinden birine göre, bir işletme sürdürülebilirlikle ilgili bir fırsatı değerlendirip gelir artışı elde ettiğinde, bu durum “bağlantılı bilgi” kapsamında stratejisi ile finansal performansı arasındaki ilişkiyi açıklayarak raporlanmalıdır. Bu sayede okuyucu, gelirin neden arttığını sürdürülebilirlik bağlamıyla birlikte anlayabilir (örneğin “yeni çevreci ürünümüz sayesinde satışlarımız %5 arttı”). Benzer şekilde, iklim politikaları sonucu oluşan bir karbon vergisi veya emisyon maliyeti, işletme giderlerini artırıp kârı azaltabilir; bu finansal etki, sürdürülebilirlik raporunda ilgili metrik (örneğin ödenen karbon vergisi miktarı) ve risk yönetimi stratejisi ile birlikte açıklanır.

  • Finansal Durum Tablosu (Bilanço): Sürdürülebilirlik risk ve taahhütleri, bilançodaki varlık ve yükümlülüklerde belirgin izler bırakabilir. İklim değişikliği nedeniyle belirli varlıkların (örneğin kömür yakıtlı bir enerji santralinin) gelecekte değer kaybına uğrama riski varsa, şirket bu varlık için değer düşüklüğü (impairment) ayırabilir. Bu, finansal durumda varlığın defter değerinin azalması ve gelir tablosunda zarar yazılması demektir. Sürdürülebilirlik açıklamaları, bu değer düşüklüğünün altında yatan iklim riskini, kullanılan varsayımları (örneğin karbon fiyatı varsayımı) açıklamalıdır. Bir başka örnek, şirketin net sıfır emisyon taahhüdü. TSRS 1’e göre, tek başına böyle bir taahhüt finansal tabloda hemen bir karşılık (provision) doğurmayabilir; zira IFRS kurallarına göre ancak fiili bir yükümlülük oluştuğunda (örneğin emisyon gerçekleştikçe telafi etme yükümlülüğü doğarsa) karşılık ayrılır. Yine de şirketin sürdürülebilirlik raporu, bu taahhüdün gelecekte yaratacağı olası maliyetleri ve yatırım ihtiyaçlarını açıklamalıdır. Örneğin “2030’a kadar net sıfıra ulaşmak için önümüzdeki 5 yılda X milyon TL yatırım planlıyoruz” şeklinde bilgi verilebilir. Böylelikle, bilançoda henüz görünmeyen bir sürdürülebilirlik yükümlülüğünün ufukta olduğu paydaşlara iletilmiş olur. Bir olumlu örnek de yenilenebilir enerji yatırımlarıdır: Şirket güneş enerjisi santrali kurmak için büyük bir sermaye harcaması (CapEx) yaptıysa, bu bilançoda yeni bir varlık olarak yer alacaktır; sürdürülebilirlik açıklamaları ise bu yatırımın stratejik gerekçesini (karbon ayakizini azaltmak, uzun vadede enerji maliyetini düşürmek vb.) ve beklenen getirileri açıklar, böylece bilanço kalemi ile sürdürülebilirlik stratejisi bağlantılı sunulur.

  • Dipnotlar: Dipnotlar, finansal tablolardaki kalemlerin detayını ve arka planını veren kritik bileşenlerdir. TFRS 18’e göre dipnotların temel işlevi, finansal tablo kullanıcılarına temel tablolardaki kalemleri daha iyi anlamaları için gerekli ek bilgileri sunmaktır. Sürdürülebilirlik konuları genellikle bu ek bilgilerin önemli bir parçası haline gelir. Finansal tablolar içinde “iklim değişikliğinin iş planlarına etkisi” doğrudan rakamsal bir kalem olmayabilir, ancak dipnotlarda yönetimin ileriye dönük iklim senaryolarını nasıl değerlendirdiği, bu değerlendirmelerin varlık değeri, amortisman süreleri veya karşılıklar üzerinde etkisi olup olmadığı anlatılabilir. TSRS 1, finansal tablolar hazırlanırken kullanılan kritik varsayımlarla (örneğin varlık değerlemesinde kullanılan petrol fiyatı, karbon fiyatı, sıcaklık artışı senaryosu gibi) sürdürülebilirlik açıklamalarındaki varsayımlar arasında önemli bir fark varsa, bu farkların da açıklanmasını önerir. Dipnotlar bu farklılıkların adreslenebileceği en uygun yerdir. Örneğin, “İklimle ilgili senaryolarda 2040’a kadar kademeli bir karbon fiyatı artışı öngörülmüştür; ancak finansal tablolarımızdaki değer düşüklüğü testlerinde IAS 36 gereği yalnızca 5 yıllık projeksiyonlar kullanılabildiğinden, uzun vadeli bu varsayım finansal modellemeye dahil edilmemiştir” gibi bir açıklama yapılabilir. Böylece, okuyucu sürdürülebilirlik raporundaki uzun vadeli risk analizleri ile finansal tablolardaki rakamlar arasındaki ilişkiyi veya farkı anlamış olur. Ayrıca dipnotlar, yönetişim ve risk yönetimi süreçlerine dair referanslar da içerebilir. Finansal tablolarda yer alan “Önemli muhasebe tahminleri ve varsayımları” notunda, iklim risklerinin bu tahminlere etkisi olduğu belirtilip detay için sürdürülebilirlik raporuna işaret edilebilir. Bu tür çapraz referans kullanımı, ISSB’nin gereksiz tekrar olmadan bağlantılı raporlama tavsiyesiyle örtüşür.

Yukarıdaki entegrasyon yaklaşımları, finansal tablolar ile sürdürülebilirlik açıklamalarını tek bir bütünün parçaları haline getirir. Örneğin, bir ilaç şirketinin çevresel ve sosyal performansının iyileşmesi, gelirlerini ve marka değerini artırabilir. Nitekim IFRS S1’in temelinde yer alan bağlantılı bilgi örneklerinden biri, çalışanlarına ve tedarikçilerine yönelik iyi uygulamalarıyla tanınan bir tedarikçinin talebinin arttığı ve bunun gelir artışı olarak yansıdığı senaryodur; bu durumda şirket, işçi haklarına saygılı olma stratejisinin finansal performansına olumlu etkisini birlikte açıklamalıdır. Bir diğer örnekte, Entity Z adlı bir üretici işletme, filosundaki dizel araçları elektrikli araçlarla değiştirmeyi planladığı bir “net sıfır” stratejisi benimsemiştir. Şirket, bu geçiş planı sayesinde araçları ekonomik ömürlerinin sonunda değiştireceğinden hemen bir değer düşüklüğü zararı yazmasına gerek olmadığını tespit ediyor (yani finansal tablolarda henüz bir kayıp gösterilmiyor). Ancak bu noktada IFRS S1, şirketin sürdürülebilirlik açıklamalarında bu geçiş planının gelecekteki nakit akışlarına etkisini ve finansal tablolarının bu planla tutarlı olduğunu açıkça belirtmesi gerektiğini vurguluyor. Bu sayede yatırımcılar, şirketin muhasebe sonuçlarının (örneğin araçların değerini düşürmemesinin) arkasındaki stratejik kararı ve bu kararın uzun vadeli finansal etkilerini anlayabiliyor. Görüldüğü gibi, örnek senaryolar finansal rakamlarla sürdürülebilirlik olgularının bir arada ele alındığında çok daha anlamlı hale geldiğini ortaya koyuyor.

Sonuç: Entegre ve Bütüncül Raporlamaya Doğru

TFRS 18 ile TSRS 1 ve TSRS 2’nin birlikteliği, şirketlerin finansal bilgiler ile sürdürülebilirlik bilgilerini entegre bir şekilde sunmasına imkan tanıyan bir raporlama çağını başlatmaktadır. Sürdürülebilirlik profesyonelleri için bu, yaptıkları çalışmaların ve elde ettikleri verilerin finansal tablolarda nasıl yer bulacağını anlayabilmek anlamına gelir. Artık iklim riskleri, yönetişim uygulamaları, stratejik sürdürülebilirlik hedefleri gibi konular, yalnızca ayrı bir sürdürülebilirlik raporunun satır aralarında kalmayacak; finansal raporun diline tercüme edilerek yatırımcılara ve paydaşlara sunulacaktır.

Bu dönüşümün temelinde “bağlantılı bilgi” kavramı yatmaktadır. TFRS 18, finansal tabloların sunumunda şeffaflık, karşılaştırılabilirlik ve açıklık sağlarken, TSRS 1 ve 2 bu tabloları sürdürülebilirlik boyutuyla zenginleştirir. ISSB ve IASB’nin uyum içindeki çabaları sayesinde, finansal standartlar ile sürdürülebilirlik standartları aynı bütünün parçaları haline gelmiştir. Bir finansal tablodaki rakam, artık arkasındaki ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) hikayesiyle birlikte okunabilecektir.

Şirketler için bu entegre yaklaşım, paydaş güvenini artırma fırsatı sunar. Yatırımcılar ve kredi verenler, finansal tablolarla tutarlı sürdürülebilirlik verileri gördüklerinde, şirketin risk yönetimine ve geleceğe hazırlık düzeyine dair daha fazla güven duyarlar. Örneğin, bir şirketin hem finansal raporunda iklim riskleri nedeniyle belirli varlıklarda değer düşüklüğü ayrıldığını görüp hem de sürdürülebilirlik raporunda bu riskin nasıl yönetildiğine dair detaylı planlar okuyan bir yatırımcı, o şirketin sorunu kabul edip proaktif davrandığını anlayacaktır. Bu da sermayenin, sürdürülebilir stratejisi olan şirketlere yönelmesini kolaylaştırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir