Avrupa Birliği Ormansızlaşmayı Önleme Düzenlemesi (EU Regulation 2023/1115 – EUDR), dünya çapında ormansızlaşma ve orman bozulmasını azaltmayı hedefleyen yeni bir mevzuattır. 9 Haziran 2023’te yürürlüğe giren bu yasa, AB pazarında satılan belirli ürünlerin “ormansızlaştırma içermediğini” (deforestation-free) ve ilgili ülke mevzuatına uygun üretildiğini garanti altına almak amacıyla getirildi. Son 30 yılda özellikle soya, sığır (et) ve palm yağı gibi tarımsal ürünlerin üretimi, büyük oranda ormansızlaşmaya yol açmıştır. Ormansızlaşma ise küresel sera gazı emisyonlarının %11’ini oluşturacak düzeyde iklim değişikliğine katkı yapmaktadır. EUDR, AB’nin tüketim ve ithalat yoluyla dünya ormansızlaşmasına katkısını en aza indirmeyi ve böylece iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlar. Kısaca, EUDR yasası AB’ye ithal edilecek belli başlı ürünlerin, 2020 sonrasındaki ormansızlaşmadan ari (deforestation-free) olmasını şart koşan bir düzenlemedir.
EUDR Hangi Ürün ve Sektörleri Kapsıyor?
EUDR kapsamına giren ürünler, ormansızlaşma riski yüksek belirli emtia ve bunlardan türetilen ürünlerdir. Yasa başlangıçta 7 ana emtia ve bunların türevlerini kapsamaktadır:
- Soya: Soya fasulyesi ve soya içeren ürünler
- Sığır (Büyükbaş): Sığır eti ve sığır türevleri (örn. deri ve deri ürünleri)
- Palm Yağı: Palmiye yağı ve türevleri (gıda, kozmetik vb. içerikler)
- Ahşap/Ağaç Ürünleri: Tomruk, kereste, odun, orman ürünleri ve bunlardan üretilen kâğıt, selüloz, mobilya gibi ürünler
- Kakao: Kakao çekirdeği ve kakao içeren ürünler (örn. çikolata)
- Kahve: Kahve çekirdeği ve kahve içeren ürünler
- Kauçuk: Doğal kauçuk (lateks) ve kauçuk içeren ürünler (örn. lastik)
Yukarıdaki 7 emtia ve bunlardan elde edilen çikolata, mobilya, lastik, deri gibi ürünler EUDR mevzuatı kapsamındadır. Liste, AB tarafından her iki yılda bir gözden geçirilerek genişletilebilir. Dolayısıyla ileride diğer ürünlerin de eklenmesi mümkündür.
EUDR kapsamında sayılan ürünlerin AB pazarına sunulabilmesi için üretimleri sırasında ormansızlaşmaya neden olmadıklarının ve üretildikleri ülke mevzuatına uygun şekilde yasal üretildiklerinin kanıtlanması gerekir. Özellikle ahşap ürünleri için ormansızlaşmanın yanında orman bozulumuna (forest degradation) da yol açmamış olma şartı vardır. Bu şartların sağlandığını gösteren özen yükümlülüğü (due diligence) süreçlerinin tamamlanması, ürünün ithalatı öncesi beyan edilmelidir. Aksi halde, bu ürünler AB piyasasına arz edilemez veya ihraç edilemez.
Türkiye’nin İhracatında EUDR Kapsamındaki Sektörler
Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatın önemli bir kısmı imalat sanayi ürünleri olsa da, EUDR kapsamına giren orman ve tarım ürünü grupları da ihracatımız içinde kayda değer bir yer tutar. Özellikle mobilya ve kağıt sektörleri, kauçuk (lastik) ve deri ürünleri ile kakao içeren gıda ürünleri EUDR’den doğrudan etkilenecektir. Aşağıda EUDR kapsamındaki başlıca ürün gruplarının Türkiye’den AB’ye 2024 yılı ihracatına ilişkin bir özet sunulmuştur:
- Ahşap ve Orman Ürünleri (Mobilya, Kağıt vb.): 2024 yılında Türkiye’nin mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün toplam ihracatı ~7,90 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Bu sektör, Türkiye toplam ihracatının yaklaşık %3’ünü oluşturur. Başlıca pazarları arasında AB ülkeleri (örneğin Fransa, Romanya) önemli yer tutmaktadır. Dolayısıyla, ahşap mobilya, kereste, kâğıt gibi ürünlerin AB’ye ihracatında EUDR’nin getirdiği ormansız üretim şartı kritik olacaktır.
- Kauçuk ve Lastik Ürünleri: Türkiye, büyük bir araç lastiği üreticisidir. Lastikler doğal kauçuk içerdiği için EUDR kapsamında değerlendirilecektir. Türkiye’nin otomotiv ve yedek parça ihracatının bir parçası olarak 2024’te AB’ye yaklaşık 1 milyar $ seviyesinde lastik ve kauçuk ürün ihracatı yapıldığı tahmin edilmektedir. Özellikle otomotiv sektörü ihracat liderimiz olup 2024’te 29,3 milyar $ ile toplam ihracatın %12’sini oluşturmuştur; bu kalemin içinde lastik gibi kauçuk ürünler de yer almaktadır. Treyler ve araç üreticileri, EUDR gereği lastik ve ahşap parçalar için tedarikçilerinden gerekli uyum belgelerini temin etmek zorundadır.
- Sığır Eti ve Deri Ürünleri: Türkiye’nin AB’ye doğrudan sığır eti ihracatı çok düşük olmakla birlikte, deri ve deri mamulleri önemli bir kalemdir. Türk deri sektörü dünya çapında 1,5 milyar $ üzeri ihracat yapmaktadır. Bu ihracatın hatırı sayılır bir kısmı AB’ye gitmektedir (örneğin deri ayakkabı, çanta, otomotiv koltuk döşemesi vb.). Deri ürünleri, sığır emtiasının türevi olarak EUDR kapsamındadır. Yani Türk deri ihracatçıları da tedarik ettikleri ham derinin ormansızlaşmaya yol açmamış hayvancılıktan geldiğini belgelemek durumunda kalacaktır.
- Kakao ve Kakao Ürünleri (Çikolata vb.): Türkiye, dünya çikolata pazarında önemli ihracatçılardan biridir (2024’te 947,1 milyon $ ile dünya 11’incisi). Bu çikolata ve kakao mamullerinin bir bölümü AB ülkelerine ihraç edilmektedir. AB’nin Türkiye’den kakao ve kakao ürünü ithalatı 2024’te yaklaşık 146 milyon $ olarak kaydedilmiştir (UN Comtrade verilerine göre). Örneğin, Türkiye’den Avrupa’ya çikolata, bisküvi, kakao yağı gibi ürün ihracatı yoğun olarak yapılmaktadır. EUDR kapsamında, bu ürünlerin içerdiği kakaonun 31 Aralık 2020’den sonra ormansızlaştırılmış arazilerden gelmediğinin kanıtlanması gerekecektir. Bu, kakao ithal eden ve işleyerek AB’ye ürün satan Türk gıda şirketlerini doğrudan ilgilendirir.
- Kahve ve Kahve Ürünleri: Türkiye’nin kahve üretimi sınırlı, ihracatı ise oldukça düşüktür. 2024’te AB’ye yaklaşık 6-7 milyon $ tutarında kahve veya kahve bazlı ürün ihraç edilmiştir (özellikle kavrulmuş kahve gibi). Kahve de EUDR listesinde olduğu için bu küçük hacimli ihracatta bile kahve çekirdeklerinin ormansız alanlardan gelmediği beyan edilmelidir.
- Soya ve Soya İçeren Ürünler: Türkiye, soya fasulyesi üretiminde net ithalatçı konumundadır ve AB’ye anlamlı bir soya ihracatı bulunmamaktadır. Küçük miktarda soya veya soya yağı ihracatı olsa da ihmal edilebilir düzeydedir. Ancak dolaylı olarak, hayvan yeminde kullanılan soya EUDR kapsamındadır. Türkiye’den AB’ye ihrac edilen bazı hayvansal ürünler (örneğin tavuk eti) dolaylı olarak soya kaynaklı risk barındırabilir. Bu nedenle tedarik zincirinde soya kullanan ihracatçıların da dikkatli olması gerekir.
- Palm Yağı ve Palm İçeren Ürünler: Türkiye’de palm yağı üretilmez, ancak gıda sanayimiz (ör. margarin, bisküvi) ithal palm yağı kullanmaktadır. AB’ye ihraç edilen bazı işlenmiş gıda ürünleri (çikolata kaplamalar, gofret, şekerleme vb.) palm yağı içerebilir. Palm yağı EUDR kapsamı emtialardandır, ancak Türkiye’den AB’ye doğrudan ham palm yağı ihracatı yok denecek kadar azdır. Dolaylı olarak, palm yağı içeren ürün ihraç eden firmalarımızın kullandıkları palm yağının sürdürülebilir ve ormansız alanlardan geldiğini belgelemeleri gerekecektir.
Yukarıdaki veriler ışığında, 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatın yaklaşık 3-4 milyar dolarlık kısmı EUDR kapsamına giren ürünlerden oluşmaktadır (toplam 98,4 milyar $’lık AB ihracatının içinde). Aşağıdaki grafikte EUDR kapsamında sayılan başlıca ürün gruplarının 2024’te Türkiye’den AB’ye ihracatının tahmini büyüklükleri gösterilmektedir:

Türkiye’nin EUDR Kapsamındaki AB İhracatı (2024)
Not: Yukarıdaki değerler 2024 yılı için tahmini ihracat büyüklüklerini göstermektedir (Milyon ABD doları). Ahşap ve orman ürünleri (mobilya, kağıt vb.) en büyük paya sahiptir. Kauçuk/lastik ürünleri (otomotiv lastikleri vb.) ikinci sırada gelirken, sığır türevleri (deri ürünleri) ve kakao ürünleri daha küçük paylara sahiptir. Kahve, soya ve palm yağı gibi kalemlerin ihracatı ise oldukça düşüktür.
EUDR Zaman Çizelgesi ve Uygulama Takvimi
EUDR’nin yürürlüğe giriş tarihi 29 Haziran 2023’tür. Ancak fiili uygulama (zorunlu uyum) başlangıcı, karşılaşılan zorluklar nedeniyle ertelenmiştir. Başlangıçta 30 Aralık 2024 olarak belirlenen uygulama tarihi 12 ay ertelenmiş ve büyük-orta ölçekli işletmeler için 30 Aralık 2025 olarak yeniden takvimlendirilmiştir. Buna göre:
- Büyük ve Orta Ölçekli İşletmeler (AB’deki operatörler için): EUDR yükümlülüklerine 30 Aralık 2025 itibariyle uymak zorunda olacaklardır. Yani 2025 sonundan itibaren EUDR kapsamındaki ürünler için due diligence (durum tespiti) yapılmadan AB’ye ithalatına izin verilmeyecektir.
- Küçük ve Mikro İşletmeler: Bu işletmeler için 6 ay ek süre tanınmış olup, 30 Haziran 2026 tarihinden itibaren uyum zorunlu hale gelecektir. Mikro ve küçük ölçekli AB’li operatörler, büyükler için başlayan 30.12.2025 uygulamasından 6 ay sonra, 2026 ortasında yükümlülüklere tabi olacaktır.
31 Aralık 2020 tarihi, EUDR’de kritik bir eşik noktasıdır. Mevzuata göre “ormansızlaştırma içermeyen (deforestation-free)” ürün demek, ilgili ürünün 31 Aralık 2020’den sonra ormansızlaştırılmış arazilerden elde edilmemiş olması demektir. Örneğin:
- Tarım ürünleri için, ekimin yapıldığı arazi 31 Aralık 2020’den sonra ormansızlaştırılmamış olmalıdır. Yani 2021 itibariyle tarla halindeki arazinin geçmişi orman olmamalıdır.
- Sığır eti için, hayvanların beslendiği yem veya mera 2020 sonrasında ormansızlaştırılmış araziden gelmemiş olmalıdır. Hatta sığır söz konusu olduğunda, hayvanın doğduğu tarih bile kriter olabilir; 2020 sonrası ormansız alanlarda yetişmiş yem ile beslenmemiş olmalıdır.
Yasal (Legal) üretim kavramı da 31 Aralık 2020 kriterine ek olarak gelir. EUDR, ürünün üretildiği ülkenin ilgili tüm mevzuatına uygun olmasını şart koşar. Bu mevzuata; arazi mülkiyet hakkı, çevrenin korunması, orman yönetimi, üçüncü taraf hakları, işçi ve insan hakları (yerli halkların onayı dahil), vergi, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve gümrük kuralları gibi geniş bir yelpaze dahildir. Yani ürün sadece ormansız araziye değil, aynı zamanda yasalara uygun bir üretim sürecine de sahip olmalıdır.
Özetle zaman çizelgesi: Şirketlerin 2025 sonuna kadar tedarik zincirlerini EUDR’ye hazır hale getirmeleri gerekmektedir. 2023-2025 arası dönem, fiilen bir geçiş süreci olarak kabul edilebilir. Bu süre zarfında 29 Haziran 2023’ten önce üretilmiş ürünler veya EUDR yürürlüğe girmeden önce AB piyasasına sürülen ürünler, düzenlemeden muaf olabilir. Ancak 2025 sonrasında AB’ye yönelen her yeni ürün sevkiyatının EUDR kriterlerini karşılaması beklenecektir.

EUDR’de Tanımlar ve Yükümlülükler
EUDR mevzuatı, şirketlerin anlaması gereken çeşitli tanımlar ve zorunluluklar içerir. Aşağıda temel kavramlar açıklanmıştır:
- Operatör (İşletmeci): EUDR’de “operatör”, kapsam dahilindeki ürünleri AB pazarına ilk kez süren veya AB’den ihraç eden gerçek ya da tüzel kişiye denir. Basit ifadeyle, AB sınırları içinde ilgili ürünü piyasaya arz eden ithalatçı, üretici veya dağıtıcı operatör konumundadır. Türkiye gibi AB dışı bir ülkede yerleşik ihracatçılar ise teknik olarak EUDR’nin muhatabı değildir; doğrudan cezai yaptırıma tabi olanlar AB içindeki operatörlerdir. Ancak, AB’ye ürün satan Türk şirketler de fiilen EUDR’ye uyum sağlamak zorundadır, çünkü AB’li ithalatçı operatörler, tedarikçilerinin tüm gerekli bilgileri sağlamasını ve ürünün uyumlu olmasını şart koşacaktır. Örneğin bir Türk kakao ürünü üreticisi, ürününü AB’ye satabilmek için AB’deki ithalatçısına gerekli durum tespiti bilgilerini vermek ve ormansızlaşmasız üretim yaptığını belgelemek zorunda kalacaktır.
- Tüccar (Trader): EUDR, operatör dışında bir de “trader” tanımı yapar. Trader, halihazırda AB piyasasında dolaşımda olan (daha önce operatör tarafından piyasaya sürülmüş) ürünleri alıp satan işletmedir. Küçük ölçekli tüccarlar için sadece kayıt tutma yükümlülüğü varken, büyük ölçekli tüccarlar da artık operatörler gibi durum tespiti yapmak zorundadır. Yani eğer bir ürün AB’de piyasaya sürüldü ve daha sonra el değiştirdiyse, büyük bir toptancı da o ürünün EUDR’ye uygun olduğunu teyit eden beyanlar sunmalıdır. Bu kural, zincirin her halkasında uyumu sağlamayı hedefler.
- Deforestation-free (Ormansızlaştırma İçermeyen): Yukarıda belirtildiği gibi, ürünün ham maddesi 31 Aralık 2020’den sonra ormanlık bir alanın yok edilmesiyle elde edilmemiş olmalıdır. Bu, ürünün kaynak arazisinin coğrafi koordinat düzeyinde izlenmesiyle tespit edilir. Örneğin bir kakao çekirdeği için, o çekirdeğin yetiştiği tarlanın koordinatları belirlenecek ve uydu fotoğraflarıyla 2020 sonrası orman kesimi yapılıp yapılmadığı kontrol edilecektir. Sığır eti için hayvanın doğduğu çiftliğin arazisine bakılacaktır.
- Legal (Yasal) Üretim: Ürünün üretildiği ülkenin tüm ilgili yasalarına uygunluk anlamına gelir. Bir ahşap ürün için, odunun kesildiği ormanın kesim izni ve ruhsatı yasal olmalı; kesim sırasında yerli halkların rızası alınmış olmalı; işçiler kayıtlı ve iş güvenliği sağlanmış olmalıdır. Bu hususlar EUDR kapsamına giren ürünlerin “yasal” olduğunu gösteren belgelere dâhildir. Yani bir ürün ormansız bir kaynaktan gelse bile, örneğin kaçak kesimle elde edilmişse yine EUDR’ye uygun değildir.
- Durum Tespiti Sistemi (Due Diligence System – DDS): EUDR’nin merkezinde özen yükümlülüğü (due diligence) süreci vardır. Operatörlerin, her bir ilgili ürün partisi için üç aşamalı bir durum tespiti süreci uygulaması zorunludur:
- Bilgi Toplama: Ürünün tedarik zinciri bilgilerini derlemek. Buna üretici ve tedarikçi kimlikleri, üretim ülkesi ve coğrafi koordinatları (tarla, plantasyon veya orman parseli seviyesinde) dahildir. Ayrıca ürünün “ormansızlaşmaya neden olmadığını” gösteren kanıtlar ve ürünün yasal olarak üretildiğine dair belgeler toplanır. Örneğin bir kahve çekirdeği için çiftliğin koordinatı ve o arazinin 2020’den beri orman olup olmadığı bilgisi; ahşap için ağacın türü ve kesim ruhsatı bilgisi; sığır için hayvanın doğum kayıtları ve besi yemi kaynak bilgileri gibi.
- Risk Analizi (Değerlendirmesi): Toplanan bilgilere dayanarak, ürünün ormansızlaşma riski taşıyıp taşımadığını analiz etmek. Operatör, ürünün geldiği ülkeye ve bölgeye dair makro riskleri (AB’nin belirlediği ülke risk kategorileri – düşük, standart, yüksek risk) ve ürüne dair mikro riskleri değerlendirir. Eğer tüm veriler ürünün temiz olduğunu gösteriyorsa risk “ihmal edilebilir” olacaktır. Ancak belirsizlikler veya olumsuz göstergeler varsa risk yüksek çıkabilir. Örneğin kakao çekirdekleri yüksek ormansızlaşma riski taşıyan bir ülkeden geliyorsa (Gana, Fildişi Sahili gibi) ve tarlaların bir kısmı hakkında koordinat belirsizse, bu “uyumlu değil” riski doğurur.
- Risk Azaltma (Düşürme) Önlemleri: Eğer risk analizi sonucunda “sıfır risk” olmadığı, kayda değer bir risk bulunduğu görülürse, operatör bu riski ortadan kaldırmak için önlemler almak zorundadır. Risk azaltma adımları; ek bilgi ve belge talebi, bağımsız üçüncü taraf denetimleri, uydu görüntüleriyle kontrol, tedarikçiyi değiştirme veya problemli partiyi ayıklama gibi yöntemleri içerir. Hedef, “makul düzeyde emin olunana kadar” (negligible risk düzeyine inene kadar) bu önlemlere devam etmektir. Eğer risk kabul edilebilir düzeye indirilemezse, operatör ilgili ürünü AB’ye sokmamaya karar vermelidir.
- (Opsiyonel Adım) Durum Tespiti Beyanı (DDS Beyanı) Hazırlama: Operatör yukarıdaki süreçleri tamamladıktan sonra, ürünün EUDR kriterlerine uygun olduğunu beyan eden resmi bir Durum Tespiti Beyanı düzenleyip AB üyesi ülkenin bilgi sistemine sunacaktır. Bu beyan, ürünün üretim coğrafyasını, ürünün bilimsel tanımını (ağaç türü vs.), miktarını ve ulaşılan risk seviyesini içerir. Her bir ithalat sevkiyatı için gümrük beyannamesine bu DDS beyanının referans numarası eklenir. Böylece AB gümrüğü, ürünün gerekli due diligence sürecinden geçtiğini kontrol edebilir. Not: Küçük ve mikro işletmeler, büyük operatörlerin hazırladığı DDS belgelerini referans gösterebilme kolaylığına sahip olacaklardır.
Özetle, EUDR operatörlere “ürünü piyasaya sürmeden önce gerekli özeni göster” yükümlülüğü getirmektedir. Bu yükümlülük yerine getirilmeden, yani due diligence tamamlanıp resmi beyan sunulmadan ilgili ürün AB’ye ithal edilemez. Ürünlerini EUDR’ye uygun şekilde belgeleyemeyen firmalar, AB pazarına erişimde engellerle karşılaşacaktır.
- Ülke Risk Kategorileri: EUDR, ülkeleri ormansızlaşma riski açısından düşük, standart veya yüksek riskli olarak sınıflandıracak bir kıyaslama sistemi (benchmarking) öngörmektedir. AB Komisyonu, her ülkenin ormansızlaşma ile mücadele performansı ve orman kaybı verilerine göre risk düzeyini belirleyecektir. Risk düzeyi, operatörlerin due diligence derinliğini etkiler. Düşük riskli ülkelerden gelen ürünler için prosedürler nispeten basitleştirilebilirken, yüksek riskli ülkelerden gelen ürünler için çok daha sıkı kontroller ve daha detaylı belge sunumu gerekecektir. Ayrıca üye ülkelerin resmi denetim oranları da risk seviyesine göre belirlenecektir: Yüksek riskli ülkelerden ürün getiren operatörlerin en az %9’u, standart riskli ülkelerde %3’ü, düşük riskli ülkelerde %1’i yılda en az bir kez denetime tabi tutulacaktır. Henüz (2025 itibariyle) AB Komisyonu resmi bir ülke risk listesi açıklamamış olsa da, örneğin Türkiye’nin standart riskli kategoride yer alması muhtemeldir. Bu durumda Türk ürünleri için ne indirimli bir kolaylık ne de ilave zorluk olacaktır; normal due diligence uygulanacaktır.
- Yaptırımlar ve Cezalar: EUDR, üye devletlerin ulusal düzeyde caydırıcı cezalar uygulamasını şart koşar. AB ülkeleri, ihlal durumunda verilecek idari para cezalarını, ilgili ürünlerin değeri ve çevreye verilen zararla orantılı şekilde belirleyecektir. Ceza üst limitleri, operatör şirketin AB’deki yıllık cirosunun en az %4’ü düzeyinde olmalıdır. Tekrarlanan ihlallerde daha yüksek oranlar veya katlamalı cezalar gündeme gelebilir. Bunun yanında, mevzuat ürünlere el koyma, suçtan elde edilen gelire el koyma ve belirli süreyle kamu ihalelerinden men gibi yaptırımlar da öngörmektedir. Ağır veya mükerrer ihlallerde, ilgili operatörün söz konusu ürünü piyasaya sürmesinin veya ihraç etmesinin geçici olarak yasaklanması da mümkündür. Örneğin bir şirket bilinçli şekilde ormansızlaşmaya yol açmış bir kakao partisini beyan etmeden ithal ettiyse, hem yüksek para cezası alabilir hem de o ürünlere el konulup imha edilebilir.
Sonuç itibarıyla, EUDR kapsamındaki ürünlerle iş yapan tüm şirketlerin (AB içi veya dışı) bu tanımları ve kuralları net biçimde anlaması gerekmektedir. Türk ihracatçıları doğrudan cezaya muhatap olmasalar bile, AB’deki müşterileri aracılığıyla dolaylı olarak EUDR yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda kalacaktır. Bir diğer deyişle, EUDR standartlarına uymayan Türk ürünleri AB’ye giremeyeceği için, ihracat yapmak isteyen firmalar fiilen bu kurallara tabi olacaktır.
Şirketler için Adım Adım EUDR Uyum Rehberi
EUDR kapsamına giren sektörlerde faaliyet gösteren Türk şirketlerinin, şimdiden uyum hazırlıklarını tamamlaması büyük önem taşır. İşte şirket çalışanlarının EUDR’ye uyum sağlamak için izlemesi gereken adımlar ve iyi uygulamalar:
- Ürünlerinizi ve Hammaddelerinizi İnceleyin
İlk adım, şirketinizin ürettiği veya ihraç ettiği ürünlerin EUDR kapsamına girip girmediğini belirlemektir. Ürün portföyünüzde veya tedarik zincirinizde soya, sığır (deri dahil), palm yağı, ahşap, kakao, kahve veya kauçuk bulunuyor mu? Bu emtiaların kendisi veya türevleri doğrudan ürün olarak satılıyor mu, yoksa üretimde hammadde olarak mı kullanılıyor?
- Örneğin mobilya ihracatçısıysanız kullandığınız kereste ve ahşap paneller EUDR kapsamındadır.
- Çikolata, bisküvi, kahve üretiyorsanız kakao veya kahve çekirdekleri kapsamda.
- Deri ayakkabı veya çanta satıyorsanız ham deri kapsamda.
- Otomotiv yedek parça satıcısıysanız lastikler ve ahşap iç trim parçalar kapsamda olabilir.
Ürün envanteri çıkarın ve hangilerinin bu 7 riskli emtiayı içerdiğini tespit edin. Ayrıca tedarik zinciri haritası oluşturarak hammaddelerin nereden geldiğini, üretimde nelerin kullanıldığını açıkça ortaya koyun. Bu analiz, hangi kısımların EUDR’ye tabi olduğunu gösterecektir.
- Tedarikçilerinizle İletişime Geçin ve Bilgi Talep Edin
EUDR uyumunun kritik noktası, tedarik zinciri şeffaflığı ve izlenebilirliğidir. Bu nedenle, hammadde veya ara mamulleri temin ettiğiniz tedarikçilerinizle hemen iletişime geçerek onlardan EUDR gerekliliklerini karşılayacak bilgiler talep edin. Somut olarak:
- Coğrafi Köken Bilgisi: Her bir ilgili hammadde için, üretimin yapıldığı arazi/parselin enlem-boylam koordinatları tedarikçiden istenmelidir. Örneğin palmiye yağı alıyorsanız, hangi ülke ve bölgedeki plantasyondan geldiğini ve mümkünse plantasyonun koordinatlarını öğrenin. Ahşap alıyorsanız, ormanın adı, izin belgesi ve kesim bölgesi koordinatları kritik olacaktır.
- Üretim Tarihi: Ürünün hasat veya kesim tarihi 31 Aralık 2020 dönüm noktasına göre değerlendirilecektir. Tedarikçiden, ürünün (örneğin kesilen ağacın yaşını ve kesim yılını ya da hayvanın doğum tarihini) belgeleyen verileri isteyin.
- Yasal Uygunluk Belgeleri: Orman ürünleri için yasal kesim lisansı, FSC veya PEFC sertifikası, hayvansal ürünler için veteriner sertifikaları, tarımsal ürünler için çiftlik kayıtları veya sürdürülebilirlik sertifikaları (RSPO – sürdürülebilir palm yağı gibi) talep edilmelidir. Üçüncü taraf sürdürülebilirlik sertifikaları (FSC, RSPO, Rainforest Alliance vb.), EUDR gerekliliklerini tamamen karşılamasa da değerli kanıtlar olarak kullanılabilir.
- Beyan ve Taahhüt: Tedarikçilerinize, sağladıkları ürünlerin ormansızlaşma içermediğine ve yasal üretildiğine dair yazılı bir taahhütname imzalatmayı düşünebilirsiniz. Bu, ileride oluşabilecek sorunlarda sorumluluğun paylaşılması ve farkındalığın artması açısından yararlı olacaktır.
Tüm bu bilgileri sözleşmelerinize ek yükümlülükler olarak dahil edin. Tedarikçilerinizin EUDR hakkında bilgili olmadığını fark ederseniz, onlara durumu açıklayan ve birlikte uyum sağlamayı öneren bir yaklaşım sergileyin. Unutmayın, tedarikçi işbirliği olmadan EUDR uyumu mümkün değildir. Gerekirse alternatif tedarik kaynakları araştırın; örneğin yüksek riskli bölgeden gelen hammaddenizi daha düşük riskli bölgeden temin etmeyi düşünebilirsiniz.
- İç Denetim ve İzlenebilirlik Sistemi Kurun
Şirket içinde EUDR uyumundan sorumlu bir ekip veya kişi belirleyin (örn. Uyum Yöneticisi veya Sürdürülebilirlik Birimi). Bu ekip, tedarikçilerden gelen bilgileri toplayıp doğrulayacak ve eksikleri tamamlayacaktır. Aşağıdaki sistemleri oluşturun:
- İzlenebilirlik Veritabanı: Her bir ürününüzün bileşenlerini ve hammaddelerini eşleştiren bir veri sistemi kurun. Bu sistemde her parti malzeme için menşei ülke, koordinat, tedarikçi beyanı gibi EUDR açısından kritik veriler depolanmalı.
- Uydu ve Harita Kontrolleri: EUDR’ye uyumda en somut kanıt, arazi kullanımına dair görsel doğrulamadır. Uydu görüntülerinden yararlanarak tedarikçilerinizin verdiği koordinatların geçmişine bakabilirsiniz. Örneğin ücretsiz olarak Google Earth veya Global Forest Watch gibi araçlar belirli bir arazinin 2020 öncesi orman olup olmadığını gösterebilir. İç ekip olarak bu kontrolleri yapıp riskli bir durum görürseniz ilgili tedarikçiyi uyarın veya alternatif arayın.
- Dokümantasyon Dosyaları: Her bir EUDR kapsamlı ürün için bir due diligence dosyası hazırlayın. Bu dosyada o ürüne ait tüm tedarik zinciri belgeleri, sertifikalar, harita çıktıları, tedarikçi yazışmaları vs. bulunsun. Böylece AB’li müşteriniz belge istediğinde hızlıca sunabilirsiniz.
- Kalite Güvence Prosedürleri: EUDR kriterlerini şirket içi kalite kontrol süreçlerinize entegre edin. Örneğin hammaddeleri depoya alırken sadece miktar-kalite değil, EUDR belgelerinin tam olup olmadığını da kontrol edin. Gerektiğinde mal kabul etmeme kararı alın.
- Risk Değerlendirmesi Yapın (Ülke ve Tedarikçi Bazlı)
EUDR kapsamında risk değerlendirmesi yaparken, hem makro hem mikro risk faktörlerini göz önüne almalısınız.
- Ülke Riskleri: Tedarikçilerinizin bulunduğu ülkelerin ormansızlaşma sicilini değerlendirin. Örneğin Brezilya, Endonezya gibi ormansızlaşma oranı yüksek ülkelerden hammadde alıyorsanız, bunlar otomatik olarak yüksek risk kategorisine girecektir. Bu durumda o tedarikçilerden gelen belgelere ekstra dikkat gösterin ve mümkünse ilave doğrulamalar yapın. Aksine, örneğin hammaddeniz İsveç’ten geliyor ve ormansızlaşma riski düşük bir kaynak, o zaman risk düşüktür ancak temel kontrolleri yine de yapın.
- Tedarikçi Güvenilirliği: Her tedarikçi için bir risk profili çıkarın. Daha önce sürdürülebilirlik sertifikası almış, çevre standartlarına uyan, şeffaflık gösteren tedarikçiler daha düşük risk taşır. Buna karşın bilgi vermekte isteksiz, geçmişi belirsiz tedarikçiler risklidir. Gerekirse bu riskli tedarikçilerden kademeli olarak çıkış planlayın.
- Ürün Bazlı Riskler: Ürününüzün yapısı da riski etkiler. Birden çok bileşenli (kompozit) ürünler daha karmaşık risk taşır (örn. çikolatalı fındıklı gofret – hem kakao hem fındık içerir). Bu durumda her bir bileşen için ayrı ayrı due diligence yapmak gerekir. Örneğin fındık EUDR listesinde olmasa bile, kakao listeye girdiği için, ürünün kakao kısmı için risk analizi yapılmalıdır. Kompozit ürünlerde tüm alt bileşenlerin EUDR’ye uygun olduğunu doğrulamayı unutmayın.
Risk değerlendirmesi sonucunda, her bir tedarik zinciri için “düşük”, “orta”, “yüksek” şeklinde notlar verin. Yüksek riskli bulduğunuz alanlarda aşağıdaki adımda belirtilen risk azaltıcı aksiyonlara yönelin.
- Risk Azaltma ve İyileştirme Önlemleri Alın
Eğer değerlendirmeleriniz sonucunda herhangi bir tedarikçi veya hammadde ile ilgili belirsizlik veya risk tespit ettiyseniz, bunu proaktif olarak yönetmelisiniz. Risk azaltma adımları:
- Ek Bilgi ve Doğrulama: Bazı durumlarda tedarikçinin sağladığı bilgi yetersiz olabilir. Örneğin koordinat verdi ama tam sınırları belirsiz. Bu durumda tedarikçiden ek açıklama veya belge isteyin. Gerekirse bağımsız bir denetim yaptırın. Örneğin bir orman yönetimi uzmanı veya yerel bir denetim firması tedarikçiyi yerinde denetleyebilir.
- Alternatif Kaynak Bulma: Risk çok yüksekse ve giderilemiyorsa, aynı ürünü sağlayabilecek daha sürdürülebilir bir tedarikçiye geçiş planlayın. Bu her zaman kolay olmasa da, orta vadede sözleşmelerinizi “EUDR uyum şartı” ihlali durumunda fesih imkanı tanıyacak şekilde düzenleyin. Örneğin palm yağı için yüksek riskli bir ülkeden ziyade, sertifikalı sürdürülebilir palm yağı kullanan bir tedarikçiye yönelin.
- Tedarikçi Eğitimi ve İşbirliği: Bazı tedarikçiler niyetli olsa da nasıl uyum sağlayacağını bilemeyebilir. Bu durumda onlara yardımcı olmak, eğitim vermek de bir risk azaltma yöntemidir. Örneğin tedarikçiye ormansızlaşma izleme araçlarını kullanmayı öğretmek, sertifika alması için yol göstermek uzun vadede sizin riskinizi de düşürür.
- Hacim Azaltma: Çok riskli bir hammaddeden tamamen çıkamıyorsanız, en azından AB pazarına yönelik ürünlerinizde o kaynağın kullanımını azaltmayı düşünebilirsiniz. Örneğin riskli bir kakao partisini AB yerine başka pazarlara yönlendirmek veya harman içinde oranını düşürmek bir taktik olabilir. Ancak bu geçici bir çözümdür; nihai hedef tüm üretimi temizlemek olmalıdır.
Alınan önlemleri mutlaka belgelendirin. Hangi tarihte ne aksiyon aldınız, kiminle görüştünüz, sonuç ne oldu – bunlar kayıt altına alınmalı. Bu sayede AB otoritelerine karşı da “risk vardı, ancak şu şu önlemleri aldık” diyerek iyi niyetinizi ve uyum çabanızı gösterebilirsiniz.
- AB’li İthalatçı Müşterilerinizle Koordinasyon Kurun
Unutmayın, sizin doğrudan EUDR beyanı sunma yükümlülüğünüz olmasa da AB’deki müşteriniz (operatör) bunu yapmak zorunda. Dolayısıyla, AB’deki ithalatçı firmanızla yakın temas kurup onların ne tür bilgilere ihtiyaç duyduğunu öğrenin. Onlara kendi due diligence çalışmalarınızı gösterin. İthalatçı genellikle sizden şu belgeleri/bilgileri talep edecektir:
- “Supplier/Producer Statement”: Ürünün ormansızlaşmadan ari ve yasal olduğuna dair imzalı beyan (tercihen şirket antetli kağıdınızda).
- Tedarik zinciri haritası ve coğrafi koordinatlar listesi (her parti ürüne özgü).
- Ürün bileşen dökümü (kompozit ürün ise hangi bileşen, hangi orijinden).
- Sertifikaların kopyaları (FSC, organik tarım, vs. ilgili ne varsa).
- Uydu görüntüleri veya üçüncü taraf raporları (eğer temin ettiyseniz).
- Önceki adımlarda hazırladığınız due diligence dosyasının özeti.
AB’li firma bu bilgileri alarak kendi DDS (Durum Tespiti Beyanını) hazırlayacak ve AB’ye sunacaktır. Bilgileriniz ne kadar tam ve tutarlı olursa, müşterinizle ilişkiniz o kadar sorunsuz yürür. Eksik veya hatalı bilgi, malınızın gümrükte takılmasına yol açabilir. Bu yüzden, müşteriniz bir bilgi istediğinde “yok” demek yerine önceden hazırlıklı olun.
Ayrıca AB’li müşterileriniz muhtemelen tedarikçilerini değerlendirmeye tabi tutacaktır. Kimi büyük alıcılar, tedarikçilerine “EUDR uyum anketleri” gönderiyor veya yerinde denetimler planlıyor olabilir. Bu gibi dış denetim ve değerlendirmelere açık ve hazır olun. Gerekiyorsa şimdiden şirket içi deneme denetimleri yaparak çalışanlarınızı hazırlayın.
- Çalışan Eğitimleri ve İç Farkındalık
EUDR uyumu, sadece bir kişinin değil şirketin tüm birimlerinin işbirliğini gerektirir. Bu nedenle çalışanlarınızı eğitmek kritik adımlardan biridir:
- Satınalma ve Tedarik Ekibi Eğitimi: Satınalma sorumluları, artık fiyat ve kalite kadar sürdürülebilirlik kriterlerini de göz önüne almalıdır. Bu ekibe EUDR’yi anlatın, hangi tedarikçilerin riskli olduğunu ve yeni sözleşmelerde nelere dikkat edeceklerini belirtin. Örneğin yeni bir tedarikçi seçerken EUDR kriterlerini karşılayabilir olmayı bir ön koşul yapmalarını isteyin.
- Kalite Kontrol ve Üretim Ekibi Eğitimi: Ürünün bileşimi değiştiğinde (örn. farklı bir yağ kullanılması veya hammadde kaynak değişikliği) bunun EUDR açısından etkilerini bilmeleri gerekir. Kalite ekibi, ürün formülasyonu veya tedarik değişimlerinde hemen uyum ekibini bilgilendirmeli. Bu departmanlara EUDR ile ilgili kontrol listeleri verin.
- Üst Yönetim Desteği: Şirketin üst yönetiminin EUDR uyumunu stratejik bir öncelik olarak görmesi gerekir. Bu nedenle düzenli olarak yönetim toplantılarında EUDR hazırlık durumunu raporlayın. Gerekli insan kaynağı ve bütçe desteğini yöneticilerden talep edin. Üst yönetim bu konuyu sahiplendiğinde departmanlararası koordinasyon daha kolay olur.
- Dokümantasyon ve Dil: EUDR ile ilgili temel kavramlar ve şirketin bu konuda aldığı aksiyonlar, dahili prosedür dokümanlarına yazılmalıdır. Örneğin bir “Sürdürülebilir Tedarik Politikası” oluşturup EUDR’ye uyumu buraya ekleyebilirsiniz. Ayrıca mümkünse çalışanlara yönelik Türkçe hazırladığınız rehber dokümanlar veya sıkça sorulan sorular listesi hazırlayın.
- Takip ve Güncellik
EUDR dinamik bir mevzuat; uygulama sürecinde AB Komisyonu yeni rehberler, ülke risk listeleri yayınlayabilir, kapsam genişleyebilir. Bu nedenle:
- AB kurumlarının EUDR ile ilgili duyurularını (yeni benchmarking kararları, rehber dokümanlar vb.) takip edin. Örneğin AB Çevre Komisyonu ve Ticaret Bakanlığı’nın web sitelerindeki güncellemeleri düzenli kontrol edin.
- Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın Yeşil Mutabakat sayfasında yayınladığı Sıkça Sorulan Sorular, Bilgi Notları gibi dokümanları inceleyin. Bakanlık, EUDR’ye uyum konusunda firmalara yardımcı olacak kaynaklar sunmaktadır (ör. [25 Haziran 2024 tarihli Avrupa Komisyonu Bilgilendirme Sunumu]).
- Şirket içi EUDR uyum ekibiniz periyodik (ör. aylık) toplantılar yaparak gelinen noktayı ve yapılacakları gözden geçirsin. İlk sevkiyatlar başladığında yaşanan aksaklıklar olursa bunlardan ders çıkarın ve süreçlerinizi iyileştirin.
TSRS 2 Çerçevesinde Ormansızlaştırma Yasağı: Bir “Geçiş Riski” Olarak Değerlendirme
EUDR yalnızca bir ticaret kuralı değil, aynı zamanda şirketler için stratejik bir risk unsuru olarak da görülmelidir. Özellikle Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS 2) kapsamında, EUDR gibi düzenlemeler iklimle ilgili “geçiş riski” kategorisine girer.
TSRS 2 (Türkiye’de, KAP ve KGK tarafından benimsenen sürdürülebilirlik raporlama standartlarının ikincisi), aslında IFRS S2 İklimle İlgili Açıklamalar Standardı ile uyumludur. Bu standart, şirketlerin iklim değişikliğiyle bağlantılı risk ve fırsatlarını açıklamalarını zorunlu kılar. Geçiş riski, TSRS 2’de “düşük karbonlu ekonomiye geçiş çabalarından kaynaklanan riskler” olarak tanımlanmıştır. Bu riskler arasında politika ve yasal değişikliklerden doğan riskler de açıkça sayılmıştır. Yani hükümetlerin veya uluslararası blokların (AB gibi) iklim ve çevre konusunda getireceği yeni düzenlemeler, şirketler için birer geçiş riski unsurudur. TSRS 2, geçiş risklerinin işletme maliyetlerini artırabileceğini veya varlık değer kayıplarına yol açabileceğini vurgular.
EUDR, tam da bu tanıma uyan bir geçiş riskidir. AB’nin daha sürdürülebilir ve karbon nötr bir ekonomiye geçişinin parçası olarak ormansızlaşmayı engelleme politikası, Türk ihracatçıları için uyum sağlanması gereken bir regülasyon riski oluşturmuştur. Bu riskin somut etkileri şunlar olabilir:
- Pazar Riski: EUDR’ye uyum sağlayamayan şirketler AB pazar paylarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. Örneğin hammaddesini izleyemeyen bir mobilya üreticisi, AB’ye satış yapamayacağı için gelir kaybı yaşayabilir.
- Maliyet Riski: EUDR’ye uyum, ilave belge toplama, sertifikasyon, izleme sistemleri kurma gibi maliyetler getirir. Şirketler için kısa vadede operasyonel maliyetleri artıran bir etkisi vardır. Bu da karlılığı etkileyebilir.
- İtibar Riski: Sürdürülebilirlik kriterlerine uyum sağlamayan şirketler, yatırımcılar ve müşteriler nezdinde itibar kaybına uğrayabilir. TSRS 2’ye göre geçiş riskleri arasında itibar riski de bulunmaktadır. Örneğin, ormansızlaşmaya sebep olduğu algısı oluşan bir marka, tüketiciler tarafından boykot edilebilir.
- Yasal Risk: Her ne kadar EUDR doğrudan Türkiye’de yasal yaptırım getirmese de, dolaylı etkiler ve gelecekte Türkiye’nin de benzer düzenlemeler yapma olasılığı vardır. Ayrıca EUDR’ye aykırı ürün gönderip AB’de problem yaşanması, hukuki anlaşmazlıklara yol açabilir (ithalatçı tedarikçiye dava açabilir vs.).
TSRS 2 kapsamında raporlama yapan şirketler, EUDR’yi bir geçiş riski olarak tanımlamalı, değerlendirmeli ve açıklamalıdır. Bu, sürdürülebilirlik raporlarında şu şekilde yapılabilir:
- Riskın Tanımı: Şirket, EUDR mevzuatını ve hangi ürünlerini etkilediğini belirtmeli. Örneğin “AB’nin 2023’te kabul ettiği Ormansızlaşmayı Önleme Tüzüğü, şirketimizin Avrupa’ya ihraç ettiği kakao bazlı ürünlere yönelik yeni gereklilikler getirmektedir” gibi bir ifadeyle risk tanımlanır.
- Finansal Etki Analizi: TSRS 2, her bir önemli iklim riskinin finansal durum ve nakit akışları üzerindeki etkisinin açıklanmasını ister. Bu bağlamda, EUDR’ye uyumun şirkete yıllık tahmini maliyeti (ör. sertifikasyon, tedarikçi değişimi maliyeti) ve uyum sağlanamazsa kaybedilebilecek gelir tutarı gibi bilgiler verilebilir. Örneğin “Şirketimiz satışlarının %20’sini oluşturan AB pazarı erişiminin kısıtlanması riski bulunmaktadır” gibi.
- Yönetim Stratejisi: Geçiş risklerinin nasıl yönetildiğinin açıklanması gerekir. Burada yukarıda saydığımız adımlar kısaca özetlenebilir: tedarik zinciri izlenebilirliği projesi başlatıldığı, alternatif sürdürülebilir hammadde kaynaklarına geçildiği, çalışan eğitimleri verildiği vb. anlatılır. Böylece yatırımcılar ve paydaşlar, şirketin bu riskle başa çıkma kapasitesini görür.
- Metrik ve Hedefler: TSRS 2, şirketlerin iklimle ilgili riskler için kullandıkları metrikleri ve varsa hedeflerini açıklamalarını ister. Bu kapsamda EUDR ile ilgili olarak şirket kendine bir uyum hedefi koyabilir. Örneğin: “2025 sonuna kadar tedarikçilerimizin %100’ünden gerekli EUDR verilerini toplamış olacağız” gibi bir hedef belirtilebilir. Ya da “orman riskli hammaddeler için %100 sürdürülebilir sertifika kullanımı” metriği takip edilebilir.
TSRS 2’de “geçiş riskleri; politika, yasal, teknoloji, pazar ve itibar risklerini içerir” denmektedir. Burada politika ve yasal riskler kapsamında EUDR birinci sırada örneklenebilir. Şirketlerimizin TSRS 2 raporlarında, Yeşil Mutabakat kapsamındaki düzenlemeleri (örn. EUDR, Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi) ayrı birer geçiş riski başlığı altında ele almaları önerilir. Bu sadece yasal uyum değil, aynı zamanda kapsayıcı bir risk yönetimi yaklaşımı sergilendiğini gösterecektir.
Sonuç ve Özet
EUDR Ormansızlaşma Yasası, Türkiye’den AB’ye ihracat yapan şirketler için oyunun kurallarını değiştiren önemli bir düzenlemedir. Soya, sığır, palm yağı, ahşap, kakao, kahve ve kauçuk gibi emtiaları içeren ürünlerde faaliyet gösteren firmalar, 2025 yılından itibaren AB pazarında rekabet edebilmek için tedarik zincirlerini şeffaflaştırmak ve sürdürülebilir hale getirmek zorundadır. Bu rehberde adım adım ele aldığımız şekilde, EUDR’nin kapsamını anlamak, yükümlülükleri içselleştirmek ve şirket içinde gerekli dönüşümleri başlatmak kritik önem taşıyor.
Türk ihracatçılar bugüne dek AB pazarında birçok teknik standarda uyum sağlamayı başardılar. EUDR de ilk bakışta zorlayıcı görünse de, uzun vadede ormanların korunmasına katkı sağlayacak, küresel iklim hedeflerine hizmet edecek bir dönüşüm yaratacaktır. Şirket çalışanları olarak, bu dönüşümde üzerimize düşeni yapmak hem uluslararası itibarımız hem de çocuklarımıza bırakacağımız çevre mirası açısından değerli. EUDR’ye uyum sürecinde atacağınız her adım, firmanızı geleceğin sürdürülebilir ekonomisinde rekabetçi ve dirençli kılacaktır.
Bir yanıt yazın