Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları (European Sustainability Reporting Standards (ESRS))’nda Geçiş Planı

Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları (European Sustainability Reporting Standards (ESRS))’nda Geçiş Planı

Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları (ESRS)’ye göre şirketlerin Paris İklim Anlaşması ile belirlenen 1.5 derece ile uyumlu olacak şekilde iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yönelik geçiş planlarını açıklamaları zorunlu. Şirketlerin net-sıfır hedeflerine ulaşmada kullanacakları ana dekarbonizasyon kaldıraçlarını içeren geçiş planları, özellikle kömür, petrol ve doğal gaza dayalı faaliyetlerin sonlandırılması ile ilgili planlar içermeli. Geçiş planlarına yönelik dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise başvurulacak yöntemlerin sektörel dekarbonizasyon yol haritasına uygun olması. Her sektör için dekarbonizasyon araçlarının teknolojik olgunluk seviyesi ve maliyetleri farklı olduğundan, Bilimsel Tabanlı Hedefler İnisiyatifi (SBTi)’nin rehberlerinde de belirtilen sektörel yol haritalarının geçiş planlarına yansıtılması gerekiyor (ESRS E1 AR1-AR2).

a. Gelecekteki Emisyonlar (Kilitlenmiş GHG Emisyonları):

Şirketlerin, sahip oldukları büyük tesisler, makineler veya ekipmanlar (örneğin fabrikalar, enerji santralleri, üretim hatları gibi) zamanla sera gazı salmaya devam eder. Bu varlıkların gelecekte de çalışacağını ve sera gazı salacağını düşünerek, bu emisyonları önceden hesaplamak gerekir. Örneğin, bir fabrika 2050 yılına kadar faaliyette kalacaksa, bu süre boyunca ne kadar karbon salacağı tahmin edilmelidir.

Şirketler ayrıca, önümüzdeki 5 yıl içinde kullanıma alacakları yeni tesisleri de hesaba katmalıdır. Örneğin, bir şirket önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni bir üretim tesisi kurmayı planlıyorsa, bu tesisin işletme ömrü boyunca ne kadar sera gazı salacağı da hesaplanır. Bu, hem mevcut varlıkların hem de gelecekteki planlanan projelerin sera gazı etkilerini değerlendirmek anlamına gelir. Şirketler, bu emisyonları azaltmak için ne tür tedbirler alacaklarını da planlamalıdır.

b. Satılan Ürünlerin Kullanım Sürecinde Oluşan Emisyonlar:

Bazı şirketlerin sattığı ürünler (örneğin otomobiller, beyaz eşyalar, enerji kullanan cihazlar gibi) tüketiciler tarafından kullanıldıkça sera gazı emisyonu yaratır. Şirketler, bu ürünlerin ne kadar sera gazı salacağını hesaplamak zorundadır. Örneğin, bir otomobil üreticisi sattığı arabaların ömrü boyunca ne kadar karbon salacağını tahmin eder ve bunu raporlar.

Bu hesaplama, yıl içinde satılan ürünlerin sayısına ve bu ürünlerin ne kadar süre kullanılacağına dayanarak yapılır. Sadece üretim sırasında değil, ürünlerin kullanımı sırasında da ortaya çıkan emisyonlar dikkate alınır. Bu, özellikle enerji tüketen ve karbon salan ürünlerin olduğu sektörlerde önemlidir. Bu adım, şirketlerin ürünlerinin çevresel etkilerini daha kapsamlı bir şekilde anlamalarına yardımcı olur.

c. Sera Gazı ve Enerji Yoğun Varlıkların Yönetimi:

Bazı varlıklar ve ürünler, yüksek enerji tüketimi ve büyük sera gazı salımıyla dikkat çeker. Şirketler, bu varlıkları nasıl yöneteceklerine dair bir strateji geliştirmek zorundadır. Bu strateji, bu tür varlıkların daha çevreci hale getirilmesi, aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ya da tamamen kapatılması gibi önlemleri içerebilir. Örneğin, fosil yakıtla çalışan bir enerji santrali, emisyonları yüksek olduğu için zamanla kapatılabilir veya yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürülebilir.

Bu süreç, şirketlerin gelecekte sera gazı emisyonlarını nasıl azaltacaklarına dair somut planlarını ortaya koyar. Şirketler, bu tür dönüşümleri gerçekleştirmek için ne zaman ve nasıl adımlar atacaklarını da belirlemelidir. Bu planlar, hem çevreye verilen zararın azaltılması hem de daha sürdürülebilir bir iş modeline geçiş açısından kritik öneme sahiptir.

ç. Ekonomik Faaliyetlerin Uyumu

Şirketler, çevreye zarar vermeyen, enerji verimliliği sağlayan veya karbon salınımını azaltan faaliyetlerini nasıl geliştirdiklerini göstermek zorundadır. Örneğin, bir enerji şirketi fosil yakıt kullanımını azaltıp, güneş veya rüzgar enerjisine geçiş yapmayı planlıyorsa, bu süreci ve adımlarını raporlamalıdır. Şirketin bu geçişi nasıl yapacağı, hangi teknolojilere yatırım yapacağı ve bu yatırımların zamanla nasıl büyüyeceği detaylandırılmalıdır.

d. Taksonomi ile Uyumlu Gelir ve Harcamalar:

Şirketler, AB Taksonomisi’ne uygun olarak hangi faaliyetlerden gelir elde ettiklerini ve bu faaliyetlerin sürdürülebilirlik kriterlerine nasıl uyduğunu açıklamalıdır. Örneğin, bir otomobil üreticisi elektrikli araç üretiminden elde ettiği geliri raporlamalıdır. Aynı zamanda, şirketlerin sürdürülebilir projelere ne kadar sermaye harcaması (CapEx) yaptığı da belirtilmelidir. Örneğin, bir fabrika, karbon emisyonunu azaltacak yeni bir filtrasyon sistemi kurmak için 10 milyon euro yatırım yaptıysa, bu harcama raporlanmalıdır.

e. Basit Bir Örnek İle Capex Planları:

Eğer şirketin ileride sürdürülebilir projelere yatırım yapma planı varsa, bu da açıklanmalıdır. Örneğin, bir inşaat firması, gelecekte tüm yeni binalarında yenilenebilir enerji sistemleri kurmayı planlıyorsa, bu projelerin maliyetlerini ve zaman planlamasını raporlamalıdır.

Diyelim ki bir enerji şirketi fosil yakıtla çalışan santrallerini kapatıp, tamamen rüzgar enerjisi santrallerine geçiş yapmayı planlıyor. Bu geçiş, AB’nin sürdürülebilir ekonomi hedeflerine uygun bir adımdır. Şirket, bu geçişi nasıl yapacağını, ne kadar süre içinde tamamlayacağını ve bu süreçte ne kadar yatırım yapacağını raporlamak zorundadır. Örneğin:

  • Taksonomi ile Uyumlu Gelir: Rüzgar enerjisi üretiminden elde edilen gelir.
  • CapEx (Sermaye Harcamaları): Rüzgar türbinlerinin kurulumu için yapılan yatırımlar.
  • CapEx Planları: Gelecekte daha fazla rüzgar türbini kurma ve buna yönelik yatırım planları.

Bu basit adımlar, şirketlerin sürdürülebilir bir ekonomiye geçişlerini planlarken nasıl bir yol izlediğini ve bu süreci nasıl yönettiğini açıkça ortaya koyar.

Sonuç:

Sonuç olarak, ESRS (Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) kapsamında şirketlerin sürdürülebilirliğe yönelik attıkları adımları ve AB Taksonomisi’ne uyumlarını şeffaf bir şekilde raporlaması büyük önem taşır. Geçiş planları, şirketlerin sadece mevcut durumlarını değil, gelecekte sürdürülebilir bir ekonomiye nasıl katkı sağlayacaklarını da ortaya koyar. Taksonomiye uygun gelir ve sermaye harcamaları (CapEx) gibi performans göstergeleri ile birlikte, bu planlar şirketlerin çevresel hedeflerine nasıl ulaşacaklarını detaylandırır. Bu süreç, yatırımcılar ve paydaşlar için şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuğunda ne kadar kararlı olduklarını gösterirken, uzun vadeli iş başarılarını ve çevresel sorumluluklarını da güvence altına alır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir